|
Abdioğulları Plastik ve Ambalaj Sanayi A.Ş
KAYSERİ?DEN ADANA?YA BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ
Memleketi Kayseri'den 1963
yılında bir gömlek bir hırkayla Adana'ya göç ederek, kullanılmış çuval ticareti
yapan Abdi Sütcü'nün oğulları, babalarından öğrendikleri ticareti sanayi
üretimiyle taçlandırmakla kalmayıp markaya da "Abdioğulları" adını vererek vefa borcunu ödüyorlar.
Plastik ambalaj sanayiinde
Türkiye'nin önde gelen sanayi kuruluşlarından biri olan Abdioğulları Plastik ve Ambalaj Sanayi A.Ş'nin yönetim kurulu
Başkanı Bekir Sütcü ve kardeşleri, birkaç metrekarelik işyerinden yıllık cirosu
90 milyon TL'yi aşan, 25 ülkeye ihracat yapan dev bir tesis kurdular.
Plastik çuval çeşitleri,
tarım ipleri, ambalaj ipleri, tarımsal ve sanayi amaçlı kumaşlar, gölgelikler
ve tarım alanları için koruma tüllerinini yanı sıra 2011 yılının başında
faaliyete geçen yeni tesislerinde çimento ve alçı ambalajında kullanılan
"block bottom torba" üretimi yapan şirketi, babalarından aldıkları
ticaret kültürüyle yöneten 4 kardeş, "nereden nereye geldiklerini" 5
fabrikanın bünyesindeki sosyal tesislerde kurdukları, anne ve babalarının adını
taşıyan "Anı Odası"nda fotoğraflarla ölümsüzleştiriyorlar.
Şirketin kuruluş öyküsünün
yazılı ve slayt gösterimli sunumunun da yer aldığı odada, Türkiye'nin en büyük
dokunmuş ve örülmüş plastik üreticilerinden olan ve 780 kişiye doğrudan
istihdam sağlayan firmanın, 1963'ten bu yana geçirdiği tüm evrelerin
fotoğraflarıyla yer alıyor. Şirketin aldığı çok sayıda ödül de odanın duvarları
süslüyor.
NEREDEN NEREYE
Adana Hacı Sabancı Organize
Sanayi Bölgesi'nde faaliyet gösteren firmanın Yönetim Kurulu Başkanı ve
Abdioğullarının en büyüğü Bekir Sütcü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hiçbir
başarının tesadüf olmadığını, alın teriyle kazanılan paranın altında yoğun
emek, özveri ve sabır bulunduğunu 4 kardeşin birlik beraberliğiyle bunu
yaşayarak öğrendiklerini söyledi.
Kayseri'den Adana'ya uzanan
başarı öyküsünü ve kurdukları firmanın bugünkü başarısını göremeden vefat eden
babası Abdi Sütcü'nün verdiği mücadeleyi anlatırken zaman zaman duygulu anlar
yaşayan Bekir Sütcü, şunları kaydetti:
"Babam, Adana;ya
geldiğinde bir süre hamaliye işinde çalışmış. Ancak, bir keresinde kaldırdığı
yük sırtından kayıp düşünce arkadaşlarının alayı ile karşı karşıya kalan babam
o işi bırakmış. Tarım ve sanayi kenti olan Adana'da, ambalaj sıkıntısı
yaşandığını, köylülerin pazara getirdikleri ürünü koyacak torba bile bulamadığını
fark eden babam, bu kez de kullanılmış çuval toplama işine başlamış. Önceleri
seyyar olarak yaptığı bu işte gelecek olduğunu fark edince de kentin eski
yerleşim birimlerinden Kocavezir Mahallesinde birkaç metrekarelik dükkan
kiralamış. Burada kullanılmış çuval toplayıp onardıktan sonra satan babam, öyle
bir an gelmiş ki talebe yetişemeyince toplama işini bırakarak, toplayıcılardan
mal almaya başlamış."
Sütcü, o yıllarda ailenin en
büyük çocuğu olarak hem ilköğretime devam edip hem de okuldan arta kalan
zamanlarında babasının yanında ticareti öğrendiğini belirterek, "Ama öyle
bir an geldi ki babam işlere yetişemeyince ben eğitimimi liseden bırakmak
zorunda kaldım. Halk arasında söylendiği şekliyle biz ticareti çekirdekten
yetişme öğrendik. Babamın ticaretteki ilkeleri, dürüstlüğü her zaman yolumuza
ışık tuttu, onun dürüst çalışmaya dayalı öğütleri bizim felsefemiz haline
geldi. O vefat edince ben ve kardeşlerim mücadeleyi sürdürdük" dedi.
İLK FUAR İLK MAKİNE
Bekir Sütcü, alım satım
yaparak diğer adıyla ticaret yaparak para kazanmak yerine üretime geçmeyi
planladığını, bunun için gittiği Almanya'da gezdiği fuarda, plastik çuval
üreten makine siparişi verdiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Türkiye'ye döndüğümde,
makinenin siparişini verdiğimi duyanlar 'makineyi koyacak yerin bile yok'
diyerek bana güldüler. Bir araştırma yapıp Adana Organize sanayi Bölgesi diye
bir yer olduğunu duydum. Hemen fabrikayı kurmak için yer satın almak için
başvurdum. Ödemesi uzun vadeye yayıldığından rahattım ancak, altyapının
olmadığını duyunca hayal kırıklığı yaşadım. Ama benim zaman kaybına tahammülüm
yoktu. Kendi imkanlarımla arsama giden yolumu yaptırarak
kullanma suyumu da kendi imkanlarımla geçici olarak çözdüm. jeneratörle de elektrik sorununu çözdüm. İnşaata başladıktan birkaç ay sonra organize sanayi bölge müdürlüğü alt yapı çalışmalarını tamamladı. Fabrikayı kurup üretime başladıktan sonra gece gündüz çalıştık." Bekir Sütcü, kazandığı
paradan çok, ülke ekonomisine sağladığı katkı ve 780 kişiye istihdamının
kendisini daha mutlu ettiğini, ikinci kuşak olarak sürdürdükleri bu işi zamanı
geldiğinde halen eğitimlerini sürdüren ve üçüncü kuşak olan çocukları ve
yeğenlerine babalarından öğrendikleri ilkelerle devredeceklerini sözlerine
ekledi.
Bu İçeriğe Yapılan Yorumlar
Henüz Yorum Yazılmamıştır...
Kategorideki Diğer Dökümanlar
|