1870 yılında Arnavutluk'tan İstanbul'a
gelip yerleşen dedemiz Hacı Sadık Bey, o yıllarda bozanın sulu
kıvamlı ve ekşi lezzetli biçimde 200 kadar Ermeni vatandaş tarafından
yapılıp satıldığını görmüştür. Zamanın saraylı ve aristokrat
ailelerinin ve bürokratlarının oturduğu Vefa'ya yerleşen Hacı
Sadık Bey, bu günkü haliyle sevilen koyu kıvamlı ve hafif ekşi
lezzetli Vefa Bozası'nı imal etmiş ve 1876 yılı Eylül ayında
Vefa Bozacısı adı ile bozacılığı hem bir meslek hem de bir marka
haline getirmiştir.
Hacı
Sadık Bey, saray ve çevresinde de rağbet gören bu özel Türk
içeceğini oluşturduğu yeni kıvam ve lezzeti koruyabilmek için
yıllarca bizzat kendisi imal etmiştir. Daha sonra oğlu İsmail
Hakkı Vefa'yı yanına alarak Vefa Bozasının yapımına uyumunu
sağladı. Bir yandan Edebiyat Fakültesinde okuyan İsmail Hakkı
Vefa, bir yandan da Haliç Tersanesinde makine işleri yapan bir
akrabasıyla işbirliği yaparak bozanın makina ile üretimini başarmış
ve diğer iş kolu olan üzüm sirkesinin üretimini de arttırmıştır. |