Türkiye'nin küçük bir kasabası olan Kapadokya Bölgesindeki Ortahisar
Kasabasını keşfettikten hemen sonra, kasabanın önemli bir turizm bölgesinde
olmasına rağmen, turizm ile ilgili hiçbir girişimde bulunulmamış olması, zaten
bizde var olan girişimcilik ruhunu hemen harekete geçirdi.
Fark ettik ki, bölgeye gelen turistlerin, bölge halkının yaşama şekli ile
ilgili genel bilgi sahibi olabilecekleri bir etnografya ve kültür müzesi yoktu.
Bu fikirden hareket ederek, yaptığımız araştırmalardan sonra, yıkılmakta olan ve
toplam 1500 metre kare alana sahip tarihi taş binaları Belde Belediyesinden
kiraladık. Halk şaşkındı, merak içerisindeydi. Bu fikri hayata geçirene dek hiç
kimse ile paylaşmadık.
Önümüzdeki uzun ve meşakkatli sürecin farkındaydık fakat kararlıydık. Biraz
zaman alacaktı. Yinede Türkiye'nin en genç müze kurucuları olarak tarihe geçecek
ve müze'nin bir çok dünya ülkesinden insanlar tarafından gezildiğini ve
Kapadokya ile ilgili etkilenmiş olarak döndüklerini hayal edip, geceli gündüzlü,
uykusuz ve sürekli yolculuk halinde çalışmaya başladık.
Ankara'da kaldığımız süre içerisinde ,akademik ve kültürel olarak AR-GE
çalışmaları yapıyor, Ortahisara geldiğimiz hafta sonlarında restorasyon
çalışmalarını bitirmeye çalışıyorduk. Bu uzun soluklu kuruluş aşaması tam 2 yıl
sürdü, nihayet müze tamamlanmıştı. 2 yıl içerisinde yaşamış olduğumuz
yorgunluğun ise şimdi bakıyoruz izi bile kalmadı. Çünkü hayellerimize ulaştık. Ne demiştik "dünyanın birçok
ülkesinden, bir çok kişi müzeyi ziyaret edecek" hayal kurduğumuzu, hayal
görmediğimizi biliyorduk. Öyle ki, İspanya
Kraliçesi dahil olmak üzere pek çok önemli ve ünlü kişi ile tokalaşmak,
sohbet etmek mutluluğunu yaşadık.
Kültür Müze kurulduktan hemen sonra,resmi işlemeleri tamamlamak için Kültür
ve Turizm Bakanlığına müracaatımızı yaptık, yaklaşık 1 yıl önce müze belgesini
aldık. Şu anda Kültür Müze, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı özel bir müze
olarak ziyaretçilerini |