19 Mayıs 1982?de kaburga kazanını ocağın üstüne yerleştirdik, bir daha da
indirmedik.
Malzemelerimizi her seferinde annemize beğendirmeye
çalışacakmışız gibi özenle seçtik. Kaburga dolmasını, sac tavayı, içli köfteyi,
mumbarı, fırın güveci, birazdan sofraya oturup yiyecek olan bizlermişiz gibi
özenle hazırladık.
Masaya gelen tepsiler sizi doyurmak, bizi anlatmak
üzere hazırlandı. En ufak bir talebinizi bile kaçırmamak için masanızın hep bir
adım mesafesindeydik, rahatınız için ise neredeyse hiç orada değildik. Hesabı
hazırlarken de çok ?hesaplı? hareket ettik; biz ödeyecekmişiz gibi. Siz giderken
biz bunu saymıyorduk; çünkü hep ?görüşmek üzere?ydik. Lokantalarımızın salonunu,
mutfağını odamızı derleyip toparlarcasına dikkatle temizleyip uykuya giderdik;
biliyorsunuz, sabah annemize beğendireceğimiz malzemeler seçmek için, kazanın
üstünde olduğu ocağı yakmak için erken kalkmalıydık?
Doğru
hatırlıyorsunuz, Diyarbakır?daydık, Mardin?de ve İstanbul?daydık?
diyarbakır, yemek, diyarbakkırda yemek, diyarbakırda yemek yemek, diyarbakır yemekleri, diyarbakır tarihi, diyarbakır ev yemekleri, diyarbakır sofrası, diyarbakır ev yemekleri, diyarbakır lezzet yerleri, diyarbakır nerede, diyarbakıra nasıl giderim, diyarbakıra nasıl gidilir, diyarbakırda ne yenir, diyarbakırda kebapçı, diyarbakır kebabı, diyarbakırdaki kebepçılar, diyarbakır çiğköfte, diyarbakır et yemekleri, diyarbakır et lokantası, diyarbakır diyarbakır alabalık lokantası, diyarbakır yemek tarifleri