ECHİNACEA (Echinacea angustifolia/E. purpurea) İngl. Purple coneflower, Alm. Sonnenhut Özelliği :Türkçe adı yoktur(ama ben ona güneşlik diyorum). Drog adı :Echinacea radix / kök Tentür :Başlangıç tentürü(urtinctur) veya D1, D2, D3
Kuzey Amerika kökenli bitki, dünyanın en önemli tıbbi şifalı bitkilerindendir. Uygar dünya bu bitkinin iyileştirici özelliklerini Kuzey Amerika yerli halkından öğrenmiştir. Onlar bitkinin kökünü ve yapraklarını her tür yaranın tedavisinde ve hatta çıngıraklı yılan ısırmasına karşı bile başarıyla kullanıyorlardı.
Bu özel tedavi biçimleri bilimsel araştırmalara konu oldu. 1950’den beri, bitkide bakterilere karşı etkili olan prensipler bulunduğunu biliyoruz. Ayrıca bitkinin, etken maddelerinin sinerjik etkisi sayesinde bedenin savunma sistemlerini güçlendirerek enfeksiyon tedavilerinde yardım sağladığını da biliyoruz. Bitkinin tedavi alanındaki değeri öncelikle bu iki özelliğinden kaynaklanır. Almanya Sağlık Bakanlığı(BGA), echinacea preparatlarını yutak, gırtlak ve burunda görülen soğuk algınlığı belirtilerine karşı savunma sistemlerinin desteklenmesi için öneriyor. Önermekle de kalmayıp, böyle bir uygulamanın, eğer tıbben gerekli görülüyorsa, eşzamanlı olarak antibiyotiklerle veya kimyasal ilaçlarla (kemoterapi) desteklenmesine karşı çıkmıyor ve hatta bu tür bir destek tedavisini öneriyor. Yani sonuç olarak, echinacea preparatlarının ve kimyasal ilaçların eşzamanlı kullanımının bedende hiçbir zararlı etkileşime yol açmadığı resmen onaylanmış oluyor. Bu durumda, uygulanan kanser tedavilerinde yani kemoterapilerde (herhangi bir kimyasal ilaçla tedavi) hastanın bağışıklık sistemlerinin güçlendirilmesi ve yaşam standardının yükseltilmesi için echinacea preparatları pekala kullanılabilir. Bu preparatları kemoterapi ile eşzamanlı kullanmış olan kanser hastalarının tedavi süreleri kısalabilmekte ve hasta tedavi süresince, echinacea kullanmayan hastalara göre kendini daha güçlü hissedebilmektedir. Ama tüm hastalıkların tedavisinde olduğu gibi, kanser hastalıklarının tedavisinde de karar verecek olan kişi doktordur. Kemoterapi başlangıcından önce, hasta veya hasta yakını tarafından bu konuda bilgilendirilen uzman doktor gereken doğru kararı mutlaka verecektir. Bu durumda, taze bitkinin özsuyundan elde edilen damlalar kullanılmalıdır. Bitki çayının kullanımı, bitki özsuyu, tentür, bitki tozu içeren kapsül veya dıştan merhem gibi Galenik ilaçlar kadar etkili değildir. İçten kullanımda, enfeksiyon hastalıklarına karşı bağışıklık sistemini güçlendirmek ve kimyasal ilaç tedavisini desteklemek ön plandadır. Taze bitkinin özsuyu ile hazırlanmış damlalar, hafif enfeksiyonların tedavisinde, gribe karşı önlem olarak, soğuk algınlığına yatkın kişilerde önlem olarak ve örneğin sedef hastalığı gibi deri hastalıklarının tedavisine destek olarak kullanılabilir. Yara tedavisinde başarıyla kullanılan echinacea merhemi de, damlalar gibi eczanelerden temin edilebilir. Yapılan bilimsel deneylerden elde edilen sonuçlara göre, bitki özsuyu veya tentür gibi, bitkinin tüm etken maddelerini içeren Galenik preparatlar, izole edilmiş etken madde preparatlarına (örneğin tabletlere ) göre çok daha etkilidir. Tentür kullanımı: Bitkinin Homöopathie alanındaki kullanım biçimi, sonuçları kesinlik kazanmış deneyimlerle belirlenmiştir. Burada da öncelik, bedenin enfeksiyonlara karşı koyabilmesinin sağlanmasıdır. Echinacea tentürü, taze bitkinin özsuyundan elde edilir, içten ve dıştan kullanılır. Homöopathie ders kitapları, echinacea tentürünü öncelikle çıban(karbonkül),yılancık, iyileşmeyen ülserler ve yaralar, çiçek aşısı sonrasındaki komplikasyonlar ve loğusa hastalığıdır (ateşidir). Bu tentürler damardan enjeksiyon biçiminde bile kullanılabilir. Echinacea urtinctur (anatentür) veya D1, D2, D3 inceltileri kullanılabilir. Tentür dozajı, günde 3 kere 15-20 damla veya 2 saatte bir 10 damla, yarım yemek kaşığı suya eklenerek alınır. Dıştan kompresler için tentür 1:5 oranında suyla inceltilir. Bu tür yara ve çıban kompresleri, ağrıları dindirmesiyle ünlüdür. Tentürün öteki kullanım alanları: Ergenlik sivilcesi, alerjik nezle, böcek ve sinek ısırıkları, donuk kabarcıkları, bademcik iltihabı, idrar yolu mantar enfeksiyonu, öksürük ve bronşit, hafif astımlar, dudak uçukları(Herpes), ağız boşluğu yaraları, kulak ağrısı. Uyarı: Önerilen dozajlara uyulduğunda, bilinen hiçbir yan etkisi yoktur. Aşırı dozajlar mide bulantısına yol açabilir. Kaynak:Araştırmacı yazar Niyazi Eröztürk Bir yudum sağlık adlı kitabı