|
Geçen Yüzyılın Başlarında Halk Boykotajları
GEÇEN YÜZYILIN BAŞLARINDA HALK BOYKOTAJLARI
Geçen
yüzyılın başlarında, ardarda yapılan pek çok askeri ve siyasi
beceriksizliklerle devlet çaresizlik içinde büyük toprak kayıplarına uğramıştı.
Bu kayıplar ve neticesi olarak yaşanan muhaceretler, halkı son derece üzmekte,
vicdanen rahatsız etmekteydi.
İttihad
ve Terakki Partisi önderliğinde, halk bu
çaresizliğe tepki olarak ekonomik boykotlara başladı. Bu boykotlar, hasım olan
ülkelerin mallarına ve vatandaşlarına karşı yapılıyordu. Bir çok ülkenin,
özellikle komşu Balkan ülkelerinin alış veriş yaptıkları tek yer Osmanlı
Devleti olduğu için, boykotlar, çoğu kez işe yarıyor, o ülkelerin siyasileri
üzerinde sosyal baskı oluyordu.
Balkan
Savaşı sırasında hasmımız olan Bulgar, Sırp ve Yunan mallarına ve
vatandaşlarına karşı boykotaj uygulanmış, bu ülkelerin malları satın alınmadığı
gibi, buralara mal satışı da durdurulmuş, bu ülkelerin Osmanlı Devleti
topraklarında oturan ve iş güç sahibi olup çalışan vatandaşları da, bu boykot
karşısında işlerini kaybetme tehlikesinde kalmışlardı.
BOYKOTLAR
Akıl
almaz gafletler, rüşvetler, iş bilmezliklerle devlet iflas etmiş, maliye
çökmüş, devlet tamamen yabancı devletlerin açık pazarı haline gelmişti. Yabancı
tüccar, malını adeta vergisiz pazarlıyor, hammaddeyi vergisiz alıp götürüyordu.
1900'lü
yılların başından itibaren ittihatçı hükümetin bakanlarının tecrübesizliği,
eski beceriksiz yetkililerin durumu iyi değerlendirememeleri yüzünden devlet
büyük politik ve askeri başarısızlıklarla karşı karşıya kalmış, Yunanlıların,
İtalyan ve Bulgarların Osmanlı Devleti aleyhine doymak bilmez davranışlarına
maruz kalmıştı.
Ülkenin
her tarafında bazı yabancı devletlerin vatandaşlarına, tüccarlarına ve mallarına karşı "boykotaj"
başladı. Bu hareketler her ne kadar kendiliğindenmiş gibi gösterilmek
isteniyorsa da; "Boykot Cemiyeti" kurdurularak bu işin organize
edilmesi, olayın resmi makamlarca, siyaseten desteklendiğini göstermektedir.
İlk
defa "Girit Olayları" üzerine Yunan uyruklulara karşı başlatılan
boykotlar giderek yayılmıştı.(1) Balıkesir'de önce Burhaniye (Kemer Edremit)
kasabasında bir Yunanlı tüccara karşı boykot uygulandı. Bu boykotlar o kadar
yayıldı ki, devlet olaya müdahale etmek zorunda kaldı.
Balya
madenleri yıllardır bir Fransız maden şirketi tarafından işletiliyordu. Maden
şirketinin tüm personeli Yunanlı idi. Balya'da bir "cemiyet" şeklini
alan boykot hareketi etkin olmuş olmalı ki Yunanlılar işten çıkarılmış, şirket
de durumu nezarete şikâyet etmiş. Fakat verilen cevap, olayı adeta destekler
görünüyor.
Dahiliye
Nezareti'ne gönderilen yazı şu:
"Balya'da
teşekkül eden Boykot Cemiyetinin maden şirketi muamelatını etkileyecek şekilde
Yunan işçisi çıkarmadığı ve kanuna muhalif davranmadığı?" (2)
Boykotlar
devam etmekteydi. Trablusgarb ve 12 Ada olayları üzerine İtalyan uyruklulara
boykot uygulanmıştı. Balkan Savaşı sırasında Bulgarlara boykot uygulanmış ve
Bulgaristan'a gitmeleri hususunda baskılar yapılmıştı. (3)
Ermenilerin
Doğu Anadolu'da Rus ordusu ile birlikte hareket ettiği, Türk ve Kürt köylerinde
katliamlar yaptığı duyulunca "Boykot" Anadolu'daki Ermenilere
yöneltilmişti. (4)
Bulgarlar
1800 lü yılların sonlarına doğru tarım işçiliği, bekçilik, çobanlık, inşaat
işçiliği gibi işleri yapmak için Osmanlı topraklarına gelmeğe başlamışlar,
dürüst ve yorulmak bilmeyen çalışmaları onları aranılır kıldığından, zaman
içinde köyler kurup yerleşmişlerdi.
Balkan
muharebelerinden sonra Bulgaristan'dan gelen büyük Türk muhacir grupları; çok
büyük acılar çekerek yurtlarını terk etmiş,(5) perişan bir şekilde Memalik-i
Âlî Osman'a sığınmışlardı. Anadolu'nun her tarafında büyük rahatlık içinde
yaşayan Bulgarları gören bu muhacirler, çektikleri acılardan doğan öfkelerini
gizlemeyerek bunları sıkıştırınca Bulgarlar da geriye, Bulgaristan'a göç etmeğe
başladılar.(6)
Bu
Bulgarlar, herhangi bir zorlama olmadan, kendi rızalarıyla bazı eşyalarını
satarak, bazı eşyalarını yanlarına alarak göçmeğe başladılar.(7)
Bulgarların
Batı-Trakya'daki ahaliye zulüm ettiği duyulduğunda, göçmek isteyen Bulgarlara
bazı zorluklar çıkarılmağa başlandıysa da, hükümet bunların bir an önce
göçmesinden yana tavır alınca göç devam etti.(8)
Yunanlılara
uygulanan boykotun Bulgar tüccarlara da teşmil ettirilmek istenmesinden hükümetin müdahalesiyle vaz geçildi.(9)
Devlet, yaklaşmakta olan kaçınılmaz bir savaşta Bulgaristan'ı hasım olarak
görmek istemediğinden, İstanbul'daki Bulgar sefaretinin göç konusunda
isteklerini de yerine getiriyordu.(10)
1915
yılı ortalarında Türkiye'de halâ işçi olarak çalışan Bulgarlar vardı. Harp hali
ile sınırlar kapatılıp seyahat etmek izne bağlı olduğundan, hicret oldukça
zordu. Devlet, Almanya- Avusturya ittifakı içinde olup ayni ittifak içinde
Bulgaristan'la da beraber olunca, Bulgarlara kolaylık sağlanarak seyahat izni
veriliyordu.(11)
Bu
boykotaj uygulamalarından en garip olanı, Ayvalık'ta oturan Osmanlı vatandaşı
bazı Rumların, Selanik'in işgali üzerine Yunan mallarına karşı uyguladıkları
boykotajdı.
Osmanlı tebaası olan, Ayvalık Rumlarının
ileri gelenlerinden;
Panayi Dimitraki Kalpak Efendi
Grakel Kalpak Efendi
Konstantin Kokini Efendi
Nikolaki Kaldi Efendi
1913
Kasımında Yunan mal ve mülklerine karşı boykot başlattılar. Ayvalık Rumlarının
bu hareketi Yunanistan'da büyük şaşkınlık yarattı. Özellikle Başbakan
Venizelos'un hiç beklemediği bu hareket üzerine, bunların ?Helen? oldukları
gerekçesiyle Yunanistan'da yargılanması gündeme getirildi ve yapılan gıyabi
mahkeme sonunda, mahkûm edildiler. Bu mahkûmiyet, bunlar herhangi bir şekilde
Yunanistan'a gelirlerse tevkif edilip uygulanacaktı. Bu dava Türkiye tarafından
dikkatle izleniyordu.
O
zamanki Atina Büyükelçisi(Sefiri) Galip Kemali Bey, durumu bildirince, Bab-ı
Âlî Hukuk Müşavirliği böyle bir yargılamanın uluslar arası hukuka göre
yapılamayacağını, geçersiz olduğunu bildiren bir yazıyı hazırladı. Osmanlı
Hariciye Nezareti tarafından yollanan 7 Kânunevvel 1913 tarih ve 39771/62
numaralı tahrirat üzerinden 11 Kânunevvel 1913 tarih 251 numaralı yazı Atina
Sefiri Galip Kemalî Bey tarafından Yunan Hariciye Nezareti'ne iletildi.(12)
Ortalığı
karıştıran, devletlerarası bir mesele haline gelen bu boykot, kısa süre sonra,
Türk Yunan Anlaşması yapılınca kaldırıldı.
Bu
boykotaj, Ayvalık Rumlarının hepsini Yunanlı addeden Yunanistan siyasilerini
şaşkına çevirmişti. O zamana kadar böyle bir şeyi mümkün görmeyen siyasiler,
bundan sonra adımlarını daha düşünceli atmağa, daha sıkı propaganda yapmağa
başladılar.
Bu
boykotajı yapan ve teşvik eden Ayvalık Rumlarının, İttihad ve Terakki Partisi
yandaşı olduklarını ve bu siyasi düşünceler ile bu boykota giriştiklerini
sanıyorum. İttihad ve Terakki Partisi yandaşı Rumlar, 1.Dünya savaşı yılları
boyunca da Osmanlı Devleti yanında yer alarak, devlet menfaatlerine çalıştılar.
Pek çoğu "Teşkilat-ı Mahsusa" içinde yer alarak, özellikle Akdeniz
Adalarında Türkiye için casusluk faaliyetlerinde bulundular.(13)
Bazı
ülkelere karşı yapılan boykotlar 1918 Mondros Mütarekesi'ne kadar devam etti.
Ancak mütareke ile beraber kendiliğinden kalktı.
Cumhuriyetten
sonra, belki tam olarak boykot olmasa da, Atatürk'ün işaretiyle "Yerli
Malı Kullanma" seferberliği başlatıldı. Bu hareket yerli malı varken,
yabancı mallara rağbet etmeme alışkanlığı kazandırma, bilinçlendirme için
yapılmıştı. Kırk, elli yıl kadar, okullarda bu bilincin verilmesi için "Yerli
Malı Haftası" düzenlendi. Ama nedense son yirmi, yirmi beş yıldır bu
haftalar yapılmadığı gibi, pek önemsenmiyor da. Ben hala, ilkokuldan aldığım
terbiye ile, yerli malı tercih ederim. Ama artık çocuklarımız, giyimlerindeki
yabancı markalarla birbirlerine gösteriş yapıyorlar.
?Boykotaj?
bugün bile hala sürdürülen bir ekonomik silah olarak kullanılmaktadır. 1973
yılında "Kıbrıs Harekatı" sonunda Amerika'nın yıllarca bize karşı
ekonomik ve askeri "Ambargo", bir bakıma bir "Boykotaj"
uygulamasıydı. Şimdilerde, "Ekonomik Yaptırım" adı ile uygulanıyor.
Saddam döneminde Irak'a uygulanmaya çalışıldı. Şimdi İran'a uygulanmaya
çalışılıyor.
Zaman
zaman, ucuz Çin Ürünleri'ne karşı Amerika "Linç" hareketleri
başlatmaktaysa da, pek tutmamaktadır. Çin ürünlerinin ucuzluğu karşısında,
pazarlarını kaybeden Amerikalı ve çok uluslu şirketler, kısa zaman
aralıklarıyla Çin ürünlerini karalama kampanyaları düzenlemektedirler.
Çeşitli
yayın araçları kullanılarak, Çin ürünlerinin kötülüklerinden, zararlarından
bahsedilmekte, raporlar yayınlanarak tüketiciler bilinçlendirilmeğe
çalışılmaktadır. Bu da bir başka boykotaj biçimidir.
(1) BOA.DH.MUİ. dosya:7-2
gömlek 26
(2) BOA.DH.MUİ.
dosya:108-1 gömlek:48 1327 Za.24 (27.11.1910)
(3) BOA.DH.KMS.
dosya:23 gömlek:53 1332 Safer 04
(4) BOA.DH.İD. dosya:108-1 gömlek:30 - 1332 C. 02 (17.05.1914)
(5) Rumeli Muhacirin-i
İslamiye Cemiyeti: "Bulgar Vahşetleri", "Zavallı Pomaklar"
(6) BOA.DH.KMS. dosya:17
gömlek 19 1332 Recep 10 (04.06.1914)
(7) BOA.DH.EUM.EMN.
dosya:80 gömlek:20 1332 Şaban 09
(03.07.1914)
(8) BOA.DH.KMS. dosya:20
gömlek:50 -1332 Cemazielahir 30 (26.05.1914)
(9) BOA.DH.KMS. dosya:23
gömlek:53 1332 Sefer 04 (01.01.1914)
(10) BOA.DH.EUM.EMN.
dosya:82 gömlek:3 -1332 Recep 26 (20.06.1914)
(11) BOA.DH.EUM. dosya:16
gömlek:19 1333 Şevval 13 (25.08.1915)
(12) Galip Kemali
Söylemezoğlu Hatıraları: "Canlı
Tarihler", s:77,78 İst.1946
(13) Aubrey Herbert:
"Devler Ülkesinde Devler Savaşı", Çanakkale s:103,104,108
Bu İçeriğe Yapılan Yorumlar
Henüz Yorum Yazılmamıştır...
Yazara Ait Diğer Yazılar
|
aaaa
Sektör Listesi
En Popüler Firmalar
|