|
Kafein
KAFEİN
Kafein, yeryüzünde en az 100 farklı çeşit bitkilerin yapraklarında,
tohumlarında veya meyvelerinde doğal olarak bulunan bir bileşiktir ve
metilksantin olarak bilinen bir grup bileşiğin parçasıdır. Kafeinin en çok
bilinen kaynakları arasında kahve, kakao çekirdekleri, kola cevizleri ve çay
yaprakları yer alır. Ayrıca kafein özel olarak formüle edilen ?enerji
içeceklerine' ve soğuk algınlığı ve nezle ilaçları gibi ilaçlara ilave
edilmektedir.
1. Her türlü kahve (kafeinsiz
kahvelerde bile az miktarda, fransız, viyana, italyan, türk kahvesi, cappucino,
esspresso, aromalı kahveler, damıtma kahveler)
2. Bazı çaylar (siyah çay,
naneli, yeşil, bergamotlu çaylarda)
3. Kola (light, normal)
4. Çikolatalı yiyecekler (kek,
bitter çikolata, sütlü çikolata, dondurma, puding, kakaolu içecekler, süt vb)
5. Bir takım ilaçlar (ağrı
kesiciler, diüretikler, soğuk algınlığı vb.)
6. Mate ve guarana bitkisi
Kafein Bizi Nasıl Uyarır ?
·
Midede, asit salgısını uyarır.
·
Kan dolaşımı ile organlara transfer olur.
·
Kalp debisini arttırır.
·
Beyin de; uyanıklık, konsantrasyon sağlama, beyne giden damarlarda
büzülmeye neden olma, ama aynı zamanda migren ağrılarını sonlandırır.
·
Akciğerlerde istemsiz çalışan kasların gevşemesini (aynı zamanda astıma
yardımcı olurken), istemli hareket ettirdiğimiz kasların full performans
çalışmasını sağlar.
·
Böbreklerden idrar çıkışını stimule eder.
·
Örneğin kolonda, istemsiz kasların gevşemesini sağlar.
Kafeinin Vücuda Yan Etkileri
·
Mide salgısını uyararak ülser riskini arttırır.
·
Diüretik (idrar arttırıcı) etki yaratarak, vücuttan sıvı kaynına neden
olur.
·
Kas ve sinirleri uyarır ve bu da gerginlik, uykusuzluk ve aksiyete haline
sebebiyet verir.
·
Kemik mineral yoğunluğunun düşmesine ve kadınlarda osteoporoz riskinin
artmasına neden olur.
·
Kan basıncında artışa ve hipertansiyon görülme riskinin oluşmasına neden
olur.
Bununla beraber ADA (american heart association)?nın bildirilerine göre;
yapılan birçok araştırmada kafein tüketimi ile koroner kalp hastalığı arasında
doğrudan ilişki bulunamadığı yönündedir. Sonuçlar çelişkilidir. Bu çalışmaların
çelişkili olmasının belki de bir sebebi; izlenilen yolların farklı olmasıdır.
Ancak gün içerisinde orta miktarda (1-2 fincan) kahve tüketimi zararlı
görülmemektedir.
Çoğu insan için, 1-2 fincan kahve tüketimi zararlı değildir. Fakat çok
fazla kafein bireyi huzursuz, endişeli ve bitkin hissettirir. Aynı zamanda uyku
düzensizliğine sebep olurken, baş ağrısı oluşturmakta, yüksek kalp atım hızına
ve diğer kronik rahatsızlıklara temel oluşturmaktadır. Kafein alımını azaltmak
veya sonlandırmak, semptomların oluşumunu engellemektir.
Kafein genellikle zihinsel uyanıklığı artırma, enerji verme ve bireye
kendini iyi hissettirme gibi olumlu etkilere sahiptir. Kafein gebelikte çok
hızlı bir şekilde plesanta aracılığı ile fetüsün dolaşımına katılır. Fetüsün
yeterli enzim sistemleri gelişmediği için kafein metabolizması çok uzun süre
alır. Günlük yaşamda sıkça kullanılmakta olan kafeinli içecekler, gebelikte
yüksek dozda (300 mg/gün-3 bardak/gün) tüketildiği takdirde; gebeliğin oluşumu,
gebelik sürecinde fetüsün gelişimi ve doğum sonu dönemde yenidoğan üzerinde
birçok olumsuz etkileri olduğu saptanmıştır. Yapılan çalışmalar sonucunda;
kafein kullanımının erken foliküler faz E2 değerini yükselttiği ve
fertilizasyon oranını düşürdüğü; anne dolaşımındaki cAMP düzeyini yükselterek
fetal hücrelerin gelişimini önlediği ve katekolaminleri yükselterek intervillöz
plesantal kanı azalttığı ve bunun sonucunda fetüste yarık damak ve eksik parmak
gibi çeşitli malformasyonlara ve spontan abortusa neden olduğu; mRNA yapımını
baskıladığı ve bunun sonucunda plesanta gelişimi için gerekli olan
sitotrofoblast hücrelerinin gelişiminin kısıtlandığı ve bu yüzden fetüse
yeterince besin ve oksijen transferinin yapılamaması sonucu intrauterin gelişme
geriliği ve ölü doğuma neden olduğu; yenidoğanda düşük doğum ağırlığı,
irritabilite, taşikardi ve ani bebek ölümü sendromu risklerini artırdığı
belirtilmiştir. Dolayısıyla kahve veya kafein içeren içecek-yiyeceklerin
tüketimi gebe ve emzikli kadınlar bebeği doğrudan etkilediği için çok
sakıncalıdır.
Dyt. Aysu
Aydın Bu İçeriğe Yapılan Yorumlar
Henüz Yorum Yazılmamıştır...
Kategorideki Diğer Dökümanlar
|
aaaa
Sektör Listesi
En Popüler Firmalar
|